Paylaşımım için çiçekli böcekli fotolar çekecektim ama suikastte uğradım. Sonra çektiklerime bakınca en çok saldırı fotoğraflarını beğendim ve görsel olarak seçtim.
Aslında genç bir kızın aşk acısı anlatılıyormuş gibi görünse de, asıl konu paranın ve zamanın etkisiyle, maneviyatın, toplumsal unsurların unutulmasını ve eşyaya bağlılığın
arttığının, haramın ayırt edilemediğinin anlatıldığını düşünüyorum.🍃🍃🍃🍃
Kitaptaki ana karakter Süheyla, çevresine ve çağına uyum sağlamaya çalışan,hayata dair ihtirasları bulunmayan bir kızdır. Liseden sonra çalışmak zorunda kalır.
Engin'e aşıktır, görüşüyorlardır ama Engin'in hayalleri Süheyla'dan ziyade zenginliktir. Fakir bir çocukluk geçirmiştir. Bu yüzden hayatının amacı fakir kalmamaktır.
Engin, daha iyi bir yaşam için Süheyla'dan vazgeçer, zengin bir kızla nişanlandığı konuşulur. Bunun üzerine Süheyla,işi gücü, giyimi kuşamı bırakıp daha sade ve dindar bir hayat yaşamaya başlar.
Engin tekrar onunla iletişime geçer ama Süheyla için Engin artık harama ve nefse batmıştır. Haram nedir diye sorar Engin'e. Engin girdiği her ortamda bu soruyu sorar ama cevap alamaz ve haramın bulaşmadığı bir yer arayışına girer. Sonra Süheyla'yı da bulamaz. Taşınmış gitmiştir. Ama hem manevi arayışı hem de Süheyla'yı arayışı bitmemiştir.
Okuduğum ikinci Mustafa Kutlu kitabıydı. İlki Menekşeli Mektup'tu. İkisini de sevdim. Elimde bir kaç kitabı daha mevcut. Umarım onları da okumaktan zevk alırım.
İlgimi çekti. Sonu nasıl bitiyor acaba? Süheyla, ayrılık acısı nasıl atlattı? Engin, Süheyla gibi bir insanı tekrardan aradığına göre, para onu tatmin etmemiş sanırım. Bir boşluğa düştü anlaşılan. Bizden bir hikâye besbelli... Selâmlar...
YanıtlaSil