16 Kasım 2020 Pazartesi
Oku-Yorum 6 : Işığın Savaşçısının Elkitabı - Paulo Coelho
15 Kasım 2020 Pazar
Film Yorumu 5: HER
14 Kasım 2020 Cumartesi
Film Yorumu 4: Bir Hint Fakirinin Olağanüstü Yolculuğu
13 Kasım 2020 Cuma
SOĞUK KIŞ GÜNLERİNİN SICAK DOSTLARI KAZAKLARIMIZI KORUMAK İÇİN 9 İPUCU
Malum havalar soğudu, artık Kasım ayındayız. Şurada yılbaşına ne kaldı ki? Kışla birlikte sıcacık kazaklarımızda gardroplarımızda yeniden başrolü kapmaya başladı. Peki aldığımız ya da ördüğümüz kazak, hırka, süveter gibi örgü giysilerinizi yıllarca mı giyiyorsunuz yoksa kışın sonunu zor mu görüyorlar?
Kazaklarını yıllarca giymek istiyorum diyenler için kendimce uyguladığım birkaç ufak tüyoyu sizler için derledim. Ayrıca giysilerimizin ömrünü uzatırsak yenisini daha az alırız. Böylece hem bütçemiz hem de dünyamız için küçük gözüken ama büyük olan bir adım atmış oluruz.
1. Asla Çok Sıcak Isıda Yıkamayın
Kazaklarımızı yüksek ısılarda yıkarsak ya minicik ve ipleri büzüşmüş bir kazağa ya da yakası yerde kolu gökte sarkmış bir kazağa dönüşecektir. Her zaman düşük ısılarda yıkamalıyız. Hatta kimileri çok fazla giymediyse biraz havalandırıp tekrar giyiyorlar. Pandemiden dolayı tercih size kalmış.
2. Çamaşır Makinesine Atarken Fermuar ve Kopçalar Kapanıyor
Çamaşır yıkarken çoraptan atlete, kazaktan pantolona pek çok farklı türü rengine göre kategorize edip yıkarız. Haliyle pantolonumuzun fermuarı ya da sutyenimizin kopçası en sevdiğimiz kazağımıza takılabilir ve yıkama bitene kadar iplerini çeker de çeker. Ayrıca fermuarları kapatıp atmanız, onların da ömürlerini uzatır.
3. Kazakları Askıya, Çiviye, Oraya Buraya Asmıyoruz
Günümüzde yatak odalarında açık askı sistemleri pek bir revaçta. Ama örgü giysilerimiz askıda sarkmaya çok meyillidir. Hele hele kapının arkasındaki askı aparatlarına ya da duvardaki çivilere vs asmak en kötü seçimler arasındadır. En güzeli kazak, hırka türü giysilerimizi güzelce katlayıp, raflarımızda tutmak.
4. Tiftiklere Veda
Kazaklarımızın bazen manşetleri bazen kollarının sürtündüğü bel çevresi bazen ise tamamı tiftik olabilir ve gözünüze oldukça eskimiş görünürler. Ama tiftiklerinden kurtulduğunda aslında ne kadar da yeni göründüklerine siz de şaşıracaksınız.
Tiftiklerden kurtulmanın yollarından biri minik bir tiftik toplama makinesi edinmenizdir. Fiyatları oldukça makuldur. Ben de pille çalışanı var. Güçlü bir pil taktığımda oldukça işimi görüyor.
Diğer bir yöntem ise permatik türü bir jiletle dikkatlice tiftikleri traş etmektir. Ama sakın aceleci davranmayın çünkü kazağınıza zarar verebilir, iplerini kesebilirsiniz.
Bahsettiğim kısımlardaki tiftikler tabi ki istemeden oluşuyor ama bir de kazağıyla hırkasıyla yatıp yuvarlananlar var. Bu gerçekten en güzel örgülerin katilidir.
5. Kazaklar Sarktı mı, Hoppp Buzluğa
Bazı kazaklarımız giydikçe gün içinde bile sarkar. Benim böyle bir kazağım vardı. Sabah giyerdim mis gibi ama akşama kadar üstümde sarkar ve şekli bozulurdu. Bu tür kazaklar bazen yıkanınca kendini toplar ama başka bir çözümü ise buzluğa atmaktır. Bir poşete koyup atmanız daha iyi olur tabi ki :)
6. Yumuşacık Kazaklara Sarılmaya Devam
Bazı bölgelerin suyundaki kireç oranı yüksektir. Kireç, makinelerimizi, demliklerimizi, su ısıtıcılarımızı mahvederken bu sularda yıkadığımız giysilerimizi de sertleştirir. Yumuşaklığın devamı için yumuşatıcı kullanmanızı öneririm. Kokusu yoğun ya da az olanı seçmek size kalmış. Daha doğal bir yöntem arayanlar için ise beyaz sirke öneririm. Ayrıca beyaz sirkeyi, sebze meyve yıkamanın yanı sıra ev temizliğinde de kullanabilirsiniz.
7. Üşenmiyoruz, Ters Yıkamıyoruz
Dışardan geldik. Dışarda tam kararında olan kazaklarımız eve girince darlamaya başladı ve hooppp diye çıkardık attık. Yıkarken ise tersine yüzüne bakmadan doldurduk makineye. Ama yıkama boyunca oluşacak sürtünme, zamanla kazaklarımızın düz taraflarında tiftiklenmeye sebep olur. bazı giysilerimizi ters bazısını ise düzünden yıkamalıyız. Bunula ilgili de bir yazı yazabilirim aslında.
8. Asarak Değil Sererek Kurutun
Örgü giysiler için önerilen en iyi kurutma yöntemi sererek kurutmak. Açıkcası ben de asarak kurutuyorum ama kulaklarından asarmış gibi uçlarından tutturmuyorum. Şeklini şemalini bozmayacak şekilde asıyorum.
9. Makyajınız Yüzünüzde Kalsın
Kışın dışarı çıkarken sıcacık kazaklar en iyi dostlarımızdan biridir. Saçımızı ya da eşarbımızı yaptık. Biraz da makyaj yapalım dedik ve kazağımızı sonra giydik ve boyun kısmında artık ruj mu dersiniz fondöten mi dersiniz; ne ararsanız var. Özellikle mağazalarda denediğimiz kıyafetlerin yakasında defalarca fondöten lekesi görmüşüzdür değil mi? Tavsiyem sadece kazaklarımızda değil bütün giysilerimizde önce üstümüzü giyip, sonra makyajımızı yapmamız. Sonra zor çıkan veya çıkmayan lekeler canımızı sıkmasın :)
Peki sizin aklınıza gelen ya da uyguladığınız püf noktaları var mı? Varsa yorumlarda fikir alışverişi yapabiliriz. Hepimiz için faydalı olacağını düşünüyorum.
12 Kasım 2020 Perşembe
MEVSİMİNDE BESLEN! KASIM AYI SEBZE VE MEYVELERİ NELERDİR ?
Kasım Ayı Sebzeleri
Kasım Ayı Meyveleri
7 Kasım 2020 Cumartesi
Film Yorumu 3: Miraç
6 Kasım 2020 Cuma
Film Yorumu 2: Arrival
5 Kasım 2020 Perşembe
KIŞ MİMİ - Kasım 2020
Dün akşam Sevgili Deep'in Sade ve Derin isimli bloğunda çok güzel bir mime rastladım. Mimin sahibi Beauty&Life Türkiye bloğuna ise buradan ulaşabilirsiniz. Çokça gevezelik edeceğim için direkt sorulara geçiyorum.
1> Kışın ne yapmaktan hoşlanırsın?
Kışın mütemadiyen çay içmekten, çatıya pıtı pıtı vuran yağmur damlalarının sesi eşliğinde battaniyelere, kediciğime ve sevdiceğime sarılıp uyumaktan, cama vuran yağmur damlalarının süzülüşünü izlerken kitap okumaktan, geleceğe dair hayaller kurmaktan ve pofuduk kazaklar giymekten çok hoşlanırım.
2> Kış sana ne hatırlatıyor?
Eskiden kış bana ıslanmaktan donup sonra kendiliğinden sıcak hissettiren aslında buz gibi olan ayaklarımı, okula giderken bi sabah bi de akşam midem üşüdüğü için yolda kusmayı hatırlatırdı. Lise dönemim resmen donarak geçmiş. Okul tam gündü, asla ısınmazdı. Okul kıyafetinin üstüne farklı bir şey giymek yasaktı. Alırlardı vermezlerdi. Üşüdüğümüz için üst üste külotlu çorap giydiğimizde bile kızılırdı. Yakamızdan badi bile gözükmeyecekti. Gömlek üstüne süveterle hırkayla ısınmamızı beklerlerdi tüm gün. Hele bir sene değişecek deyip sınıfların kapılarını ve kaloriferlerini sökmüş ama okul kapanana kadar takmamışlardı. O zaman bile kızıyorlardı yahuu. Sonra çok itiraz edilince insafa geldiler herhalde izin verdiler bi kaç kat çoraba, içimize badi giymemize, montla oturmamıza falan. Nefret ederdim kışlardan.
O zamana ait güzel anılarım eve ait ve sobanın hemen arkasındaki minderlerde. Kedi gibi arkasına kıvrılırdım, sobanın üstünde çay, kavrulan fındıklar ve kokularını saçan portakal kabukları.
Günümüzde ise kış mevsimi çok şükür güzel anılar bırakıyor. Oldukça mutlu mesut yuvarlanıp gidiyorum. Artık daha güzel şeyler hatırlatıyor ama diğer sorularda anlattığım şeyleri kapsadığı için tekrara düşmek istemiyorum.
3> Kış denildiğinde aklınıza ilk ne geliyor?
Kış denildiğinde aklıma ilk kar geliyor ama bilin bakalım kim yıllardır kar görmedi. Yıllardır Giresun'a gitsem İstanbul'a kar yağıyor. İstanbul'da olunca ise Giresun'a yağıyor. Bir türlü denk gelemedik karla. Belki bu sene nasip olur da görürüm diyeceğim ama şehrin vıcık vıcık çamurlu kar yığınları pek hoş olmuyor. Belki eşimle daha temiz bir kar göreceğimiz bir yerlere gideriz. Bu kış yağar gibi geliyor bana. Sizce? Bir de rengarenk yumuşak kazaklar geliyor aklıma :)
4> Kış mevsiminin en çok sevdiğiniz yanı nedir?
Serin hava, daha boş bir İstanbul, pofuduk kazaklar, terlememek, soğuktan kaçıp sıcak bir mekanda ya da evde sıcak bir şeyler içmek, kedimin yaza oranla bana daha çok sokulması diyebilirim.
5> Kışın kullandığınız favori kozmetik ürününüz hangisi?
Kışın tabi ki çatlayan ellere dudaklarıma bol bol nemlendirici kullanıyorum. Bir de yazın boğulduğumu hissettiğim için süremediğim doğal yağlar kışın tam anlamıyla favorimdir.
Dudak için herkesin aşina olduğu Nivea'nın dudak nemlendiricileri favorimdir.
Genel kullanımda ise krem olarak belli bir marka favorim değildi ama bu kış Nivea Q10 +C Vitaminli Sıkılaştırıcı Vücut Losyonu şimdiden favorim oldu. Hakkında çok güzel yorumlar okudum ve ben de şu an çok memnunum. Banyodan sonra tüm vücuduma sürüyorum ve asla yağlı his bırakmadan nemlendiriyor. İki şişe birden aldım.
Bir de yazın kullanamadığım ama kış için kullandığım Hindistan Cevizi yağım var. Eşim sürpriz yapıp bana Shiffa Home'un bu kocaman paketini almış. O kadar mutlu oldum ki gördüğümde.
Yüzüm için ise Diadermine'nin cam kavanozlardaki nemlendirici kremlerine bayılıyorum. Aslında yazında favori markamdır. Hem kokusu hem cildime bıraktığı his muhteşem.
Tabi bir de kullanımı pratik kağıt maskeler ve hazır krem maskeler kış favorilerimdendir. Anında yumuşaklık ve tazelik sağlıyorlar. Cildim karma olduğu için kışın yanaklarım vs. çok kuruyor
6> Özellikle kışın yapmaktan hoşlandığınız bir şey var mı? Varsa nedir?
Kışın yapmaktan hoşlandığım şeyleri aslında ilk soruda cevaplamışım. Ekstra olarak ise örgü örmek diyebilirim.
7> Kış yemeklerinden en çok hangisini tüketirsiniz?
Bu soruyu sadece yemek türü değil de yiyecek olarak cevap vermek istiyorum. Tarhana, mercimek, portakal, mandalina çok tüketirim.
8> Yaz mı? Kış mı?
Aslında hep söylediğim gibi her mevsimi severim. Hepsinin hissi bambaşka. Ama ikisinden birini seçmem gerekseydi kış derdim. Yazın nefes almak bile beni çok yoruyor.
9> 2020 ye veda ederken ne söylemek istersin?
2020'ye veda ederken, gelecek yeni yıla girdiğimizde yaşanan kötü olayların bıçak gibi kesilip atılmasını bitmesini isterim. Hem ülkemiz hem de dünya sağlıklı, huzurlu, mutlu mesut bir zaman dilimine geçsin isterim. En büyük temennilerimden biri ise yeni yılda bebeğimizi sağlıkla kucağımıza almak.
Ben bu mimde kendi kendimi davet etmiştim. Çünkü mim cevaplamayı çok eğlenceli buluyorum. Blog dünyasında tanıdığım insanlar olmadığı için davet edebileceğim birilerini bulamıyorum. Benim gibi hoşuna giden katılmak isteyen herkes davetlidir. Sağlıcakla Kalın.
4 Kasım 2020 Çarşamba
Oku-Yorum 5 : Sıfır Noktasındaki Kadın - Neval El Seddavi
3 Kasım 2020 Salı
KÖKLERİ ÇÜRÜYEN TELGRAF ÇİÇEĞİNİ KURTARMA OPERASYONUM
Bitki seven, bakan, bakmaya çalışıp bitkilerle bir türlü yıldızı barışmayan herkese Merhaba
İstanbul'da büyümeme rağmen doğaya oldukça yakın bir çocukluğum geçti diyebilirim. Çünkü şimdi binalarla dolan büyüdüğüm yer, bir zamanlar çayır çimendi. Annem dahil komşuların hep sebze bahçeleri vardı. Bazı komşularımızın inekleri bile vardı. Çayırlarda yuvarlanır, çiçek toplar, yere yatar bulutları izler, böcekleri incelerdim. Acıktığımda annemin bahçesindeki domateslerle beslenirdim. Hala da domatese bayılırım. Sonra binalar, asfalt yollar geldi. Ama ben bu değişimi o zamanlar pek farkedemiyormuşum.
Yaşım otuza dayanınca hayatımda bitkilerin eksikliğini hissetmeye başladım ve eve
2 Kasım 2020 Pazartesi
Film Yorumu 1: The Shining- Cinnet
HOŞGELDİN KASIM, HOŞGELDİM BEN
Serinleyen havasıyla, turuncunun bin bir tonuyla bize merhaba diyen Kasım ayına biz de bir merhaba demezsek ayıp olur. Böylece ben de bloğa geri dönmüş oldum.
Her mevsimi severim. Hepsinin verdiği his bambaşka ama benim için sonbahar bambaşkadır. Eylül ve Ekim aylarında açıkcası sonbaharı pek hissedemedim. Kasımda ise gerek havalardan gerek giysilerden gerekse doğanın muhteşem renk değişiminden dolayı daha çok hissedeceğimizi düşünüyorum.
Kazak giymeyi dört gözle beklediğim için kazaklarımı tabi ki çoktan çıkardım ve dolabımda daha elimin altındaki raflara