2 Kasım 2020 Pazartesi

HOŞGELDİN KASIM, HOŞGELDİM BEN

   


 Serinleyen havasıyla, turuncunun bin bir tonuyla bize merhaba diyen Kasım ayına biz de bir merhaba demezsek ayıp olur. Böylece ben de bloğa geri dönmüş oldum. 

    Her mevsimi severim. Hepsinin verdiği his bambaşka ama benim için sonbahar bambaşkadır. Eylül ve Ekim aylarında açıkcası sonbaharı pek hissedemedim. Kasımda ise gerek havalardan gerek giysilerden gerekse doğanın muhteşem renk değişiminden dolayı daha çok hissedeceğimizi düşünüyorum.

    Kazak giymeyi dört gözle beklediğim için kazaklarımı tabi ki çoktan çıkardım ve dolabımda daha elimin altındaki raflara

yerleştirdim. Önce ki kış giydiğim kazaklarım bu kış büyük ihtimal olmayacak çünkü bu kış iki kişiliğim. Evde bir tane kedi oğluşumuz Fiko vardı. İnşallah 2021'de bir de insan oğluşumuz olacak. Neyse ki hem zevkimin değişmesinden hem de pandeminin ilk zamanlarındaki ev karantinalarında 57-58'den 66 kiloya çıktığım için sezon sonu indiriminden kaptığım kazaklarımı geniş geniş almışım. Hem pandemiden hem de işim gücüm olmadığı için pek dışarı çıkabileceğimi sanmıyorum. Artık evde giyerim kazaklarımı. Belki eşimi ikna edebilirsem arada doğaya çıkarız.



    Havalar serinlemeye başladığı için bitki çayları ve çorbalara bayılırım ama gebelik durumumdan dolayı bitki çayı tüketemeyeceğim için planlarım arasında daha çok çorba çeşidi öğrenmek var. Yemek yapmayı pek bilmiyorum ama bebeğim için öğrenmeye başladım artık. Bi zahmet değil mi :) Önceden dışardan çok sık yerdik, her akşam abur cubur, her gün eve gelirken mutlaka büyük boy şişe kola alınırdı. Ama bebeğimiz olacağını öğrendiğimizden beri daha sağlıklı beslenmeye çalışıyoruz. Hele şimdi karnımda kıpırtılarını hissettikçe onu daha sağlıklı beslemek istiyorum.

    Bir de evimizdeki gereksiz şeylerden kurtulmak istiyorum. Evde sadece eşimle ben varız ama içerisi tıklım tıklım. Her yer yıllardır kullanmadığımız şeylerle dolu dolu. Başlangıçta basit şeylerden kurtulmaya başlayacağım. Mesela aşırı yırtık, teki olmayan çoraplar, eski çamaşırlar, ıvır zıvırlar gibi. Kullanılmayacak gibi olanları atarım, kullanmadığım ama sağlam olanları başkalarıyla paylaşırım diye düşünüyorum. 36 beden elbisem var dolabımda. Belki giyerim diye duruyor. En azından sık kullandıklarımın arasından çıkarabilirim. Ayrıca cidden bu çorapların kayıp tekleri nerde yahuu :) Güdülenmem için ise her hafta gidenleri paylaşabilirim diye düşündüm.



    Bloğuma gelecek olursak adını koyarken daha çok kitap ağırlıklı olacağını düşünmüştüm ama ortaya karışık takılmaya karar verdim. Okuduğum kitaplar, izlediklerim, hobilerim, gezintilerim, beğendiklerim beğenmediklerim, belki ürün yorumları, bazen günlüğüm vs. olarak kullanmayı planlıyorum. Burayı rahatlama ortamım olarak kullanacağım. Aslında her gün girip günlük gibi kullanma fikri oldukça cazip geliyor.

Bir de Kasım 2020 boyunca blogda her gün bir paylaşım yapma kararı aldım. Bir tür challenge gibi diyebiliriz. Umarım başarılı olurum. Yazma alışkanlığı kazandıracağını düşünüyorum. 

      

    

1 yorum:

  1. hoşgeldiiin, doğaya çıkmak en önemli şey yaa, bir de nesnelerden kurtulmak, iki yıl kullanmadığın her şeyi vermek iyidiiir :)

    YanıtlaSil