Malum havalar soğudu, artık Kasım ayındayız. Şurada yılbaşına ne kaldı ki? Kışla birlikte sıcacık kazaklarımızda gardroplarımızda yeniden başrolü kapmaya başladı. Peki aldığımız ya da ördüğümüz kazak, hırka, süveter gibi örgü giysilerinizi yıllarca mı giyiyorsunuz yoksa kışın sonunu zor mu görüyorlar?
Kazaklarını yıllarca giymek istiyorum diyenler için kendimce uyguladığım birkaç ufak tüyoyu sizler için derledim. Ayrıca giysilerimizin ömrünü uzatırsak yenisini daha az alırız. Böylece hem bütçemiz hem de dünyamız için küçük gözüken ama büyük olan bir adım atmış oluruz.
1. Asla Çok Sıcak Isıda Yıkamayın
Kazaklarımızı yüksek ısılarda yıkarsak ya minicik ve ipleri büzüşmüş bir kazağa ya da yakası yerde kolu gökte sarkmış bir kazağa dönüşecektir. Her zaman düşük ısılarda yıkamalıyız. Hatta kimileri çok fazla giymediyse biraz havalandırıp tekrar giyiyorlar. Pandemiden dolayı tercih size kalmış.
2. Çamaşır Makinesine Atarken Fermuar ve Kopçalar Kapanıyor
Çamaşır yıkarken çoraptan atlete, kazaktan pantolona pek çok farklı türü rengine göre kategorize edip yıkarız. Haliyle pantolonumuzun fermuarı ya da sutyenimizin kopçası en sevdiğimiz kazağımıza takılabilir ve yıkama bitene kadar iplerini çeker de çeker. Ayrıca fermuarları kapatıp atmanız, onların da ömürlerini uzatır.
3. Kazakları Askıya, Çiviye, Oraya Buraya Asmıyoruz
Günümüzde yatak odalarında açık askı sistemleri pek bir revaçta. Ama örgü giysilerimiz askıda sarkmaya çok meyillidir. Hele hele kapının arkasındaki askı aparatlarına ya da duvardaki çivilere vs asmak en kötü seçimler arasındadır. En güzeli kazak, hırka türü giysilerimizi güzelce katlayıp, raflarımızda tutmak.
4. Tiftiklere Veda
Kazaklarımızın bazen manşetleri bazen kollarının sürtündüğü bel çevresi bazen ise tamamı tiftik olabilir ve gözünüze oldukça eskimiş görünürler. Ama tiftiklerinden kurtulduğunda aslında ne kadar da yeni göründüklerine siz de şaşıracaksınız.
Tiftiklerden kurtulmanın yollarından biri minik bir tiftik toplama makinesi edinmenizdir. Fiyatları oldukça makuldur. Ben de pille çalışanı var. Güçlü bir pil taktığımda oldukça işimi görüyor.
Diğer bir yöntem ise permatik türü bir jiletle dikkatlice tiftikleri traş etmektir. Ama sakın aceleci davranmayın çünkü kazağınıza zarar verebilir, iplerini kesebilirsiniz.
Bahsettiğim kısımlardaki tiftikler tabi ki istemeden oluşuyor ama bir de kazağıyla hırkasıyla yatıp yuvarlananlar var. Bu gerçekten en güzel örgülerin katilidir.
5. Kazaklar Sarktı mı, Hoppp Buzluğa
Bazı kazaklarımız giydikçe gün içinde bile sarkar. Benim böyle bir kazağım vardı. Sabah giyerdim mis gibi ama akşama kadar üstümde sarkar ve şekli bozulurdu. Bu tür kazaklar bazen yıkanınca kendini toplar ama başka bir çözümü ise buzluğa atmaktır. Bir poşete koyup atmanız daha iyi olur tabi ki :)
6. Yumuşacık Kazaklara Sarılmaya Devam
Bazı bölgelerin suyundaki kireç oranı yüksektir. Kireç, makinelerimizi, demliklerimizi, su ısıtıcılarımızı mahvederken bu sularda yıkadığımız giysilerimizi de sertleştirir. Yumuşaklığın devamı için yumuşatıcı kullanmanızı öneririm. Kokusu yoğun ya da az olanı seçmek size kalmış. Daha doğal bir yöntem arayanlar için ise beyaz sirke öneririm. Ayrıca beyaz sirkeyi, sebze meyve yıkamanın yanı sıra ev temizliğinde de kullanabilirsiniz.
7. Üşenmiyoruz, Ters Yıkamıyoruz
Dışardan geldik. Dışarda tam kararında olan kazaklarımız eve girince darlamaya başladı ve hooppp diye çıkardık attık. Yıkarken ise tersine yüzüne bakmadan doldurduk makineye. Ama yıkama boyunca oluşacak sürtünme, zamanla kazaklarımızın düz taraflarında tiftiklenmeye sebep olur. bazı giysilerimizi ters bazısını ise düzünden yıkamalıyız. Bunula ilgili de bir yazı yazabilirim aslında.
8. Asarak Değil Sererek Kurutun
Örgü giysiler için önerilen en iyi kurutma yöntemi sererek kurutmak. Açıkcası ben de asarak kurutuyorum ama kulaklarından asarmış gibi uçlarından tutturmuyorum. Şeklini şemalini bozmayacak şekilde asıyorum.
9. Makyajınız Yüzünüzde Kalsın
Kışın dışarı çıkarken sıcacık kazaklar en iyi dostlarımızdan biridir. Saçımızı ya da eşarbımızı yaptık. Biraz da makyaj yapalım dedik ve kazağımızı sonra giydik ve boyun kısmında artık ruj mu dersiniz fondöten mi dersiniz; ne ararsanız var. Özellikle mağazalarda denediğimiz kıyafetlerin yakasında defalarca fondöten lekesi görmüşüzdür değil mi? Tavsiyem sadece kazaklarımızda değil bütün giysilerimizde önce üstümüzü giyip, sonra makyajımızı yapmamız. Sonra zor çıkan veya çıkmayan lekeler canımızı sıkmasın :)
Peki sizin aklınıza gelen ya da uyguladığınız püf noktaları var mı? Varsa yorumlarda fikir alışverişi yapabiliriz. Hepimiz için faydalı olacağını düşünüyorum.